PSK-Kürdistan Sosyalist Partisi, Ağrı’nin Diyadin kazasında yaşanan olaylarla ilgli olarak yayınladığı bildiride, yeni Silvan’ların yaşanmaması için tarafları duyarlı davranmaya çağırdı. PSK bildirisinde şu görüşlere yer verildi:
Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da, barış, silahlı mücadelenin sonlandırılması ve barışçıl çözümden en çok bahsedildiği dönemlerde provokasyonların yaşanması kaçınılmaz bir hal aldı.
Ağrı’nın Diyadin kazasında yaşanan olaylar, “barış” ve “çözüm”ün çok konuşulduğu 2011 yılında yaşanan ve daha sonra açık bir provokasyon olduğu ortaya çıkan Farqinê (Silvan) olayını hatırlatıyor.
Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ın, halkların geleceği açısından önem arz eden Haziran seçimleri sürecine girdiği bir dönemde yaşanan Diyadin olaylarının, barış kelimesini duyunca kanı beynine sıçrayan Türk-Kürd kesimleriyle, PKK’nin barış için görüşme yapmasından vazgeçip tekrar savaşmasını isteyen bölge devletlerinin çıkarınadır; Türkiye’deki militaristleri güçlendirecek, TC ordusunun siyaset ve yenetime daha fazla ve futursuzca müdahale etmesine yol açacaktır.
Eğer gerekli duyarlılık ve sorumluluk gösterilmez ve önü alınmazsa, Diyadin olayı da Silvan olayı gibi gerginliği artıracak, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ı şiddet sarmalına sokarak binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olacaktır.
Hiç kuşkusuz yönetimde olması itibarıyle n büyük sorumluluk AK Parti hükümetine ait olmakla birlikte, PKK’nin sorumlu ve duyarlı davranması gerekiyor.
Hükümet bir an önce bölgede yürütülen askeri operasyonlara son vermeli, askeri kışlasına geri göndermelidir.
PKK Güney Kürdistan hükümeti ile diyalog halinde Türkiye ve Kuzey Kürdistan’daki askeri güçlerini sınır dışına çıkarmalıdır.
Taraflar gerginliği artıran söylem ve üslubu bir kenara bırakarak, ortamı yumuşatacak bir dil kullanmalıdırlar.
Seçimlere katılan tüm siyasi partiler, birkaç oy uğruna uzun bir dönemdir susmuş bulunan silahların tekrar konuşmasına yol açacak söylem ve eylemlerden uzak durmalıdırlar..
Diyadin olaylarıyla, MİT-İmrali diyaloğu ile başlayan “sürec”in yürütüldüğü haliyle dış mihrakların müdahalelerine ve provokasyonlara açık bir hale geldiği bir kez daha görüldü. Bu nedenle “sürec”in şeffaf yürütülmesi, PKK ve hükümet dışındaki tarafların da müdahil olmasını sağlayacak bir mekanizmanın oluşturulması zorunludur.
Barış ve Kürd sorunun çözümü sadece PKK ve TC devletine bırakılmayacak kadar önemlidir ve Türkiye ile Kuzey Kürdistan’da yaşayan her kesimi ilgilendirmektedir.
Bu nedenle tüm barışsever, demokrat ve özgürlükçü güçler harekete geçmeli, AK parti hükümetini Kürd sorununun barışçıl çözümünün önünü açacak adımları bir an önce atmaya zorlamalı, PKK’den de silahlarını gömmesi ni karalı bir biçimde istemeli, yeni Silvanlara, yeni provokasyonlara fırsat vermekek için el ele vermelidirler.
12 Nisan 2015
PSK-Kürdistan Sosyalist Partisi |