“Gelin Hak-Par’ı yurtsever Kürtlerin platformuna dönüştürelim”

PDF Yazdır E-Mail
Pazar, 08 Şubat 2015 12:35
Fehmi DEMİR

“Gelin Hak-Par’ı yurtsever Kürtlerin platformuna dönüştürelim.”

HAK-PAR 13. Kuruluş yıl dönümünü bir şölenle Diyarbakır’da kutladı.

Diyarbakır İl örgütü tarafından 6 şubat 2015 tarihinde Dedeman otel’de organize edilen geceye Kemal Burkay’da katıldı.

HAK-PAR Genel Başkanı Fehmi Demir eski Genel Başkan Kemal Burkay’a 50 yıla ulaşan siyasal mücadeledeki emeği nedeniyle, üzerinde“Özgürlük yolunda 50 yıl… Sipas Kemal Buırkay” yazılı bir plaket sundu. Burkay bu vesileyle Kürtçe yaptığı kısa konuşmada HAK-PAR yönetimine ve partili arkadaşlarına teşekkür etti, partinin 13. kuruluş yıldönümünü kutladı ve şöyle dedi:

“Şu anda bu toplantıda yer alan birçok insanın siyasal mücadeledeki yılları 30’u, 40’ı aşıyor. Bizler para ve post için değil, bir ideal uğruna siyaset yaptık. Halkımızın özgürlüğü için mücadele ettik, ezilenlerin, baskı görenlerin yanında yer aldık. Bu mücadele kolay değil. Bizim ömrümüz yetmese de, inanıyorum ki bizden sonrakiler bu onurlu davayı sürdürüp sonuçlandıracaklar.”

Sunuculuğunu Genel başkan yardımcısı Latif Epözdemir ‘in yaptığı,Hozan Fatê,Semra ve Fırat Başkale’nin sahne aldığı coşkulu geceye HAK- PAR Genel Başkanı Fehmi Demir ,HAK-PAR Başkanlık Kurulu, Parti Meclisi üyelerinin yanı sıra, KDP-T Genel başkanı Mehmet Emin Kardeş, KADEP Genel başkanı Lütfi Baksi ve Diyarbakır İl Başkanı Civanroj Oruç ve KDP Bakur temsilcisi Mehmet Emin Xurxori, Siyasetçi Yazar İbrahim Güçlü, PAK İl Başkanı Nurullah Timur ve arkadaşları ayrıca da çok sayıda konuk katıldı.

Dayanışma amacıyla yapılan çekilişlerde şanslı konuklara hediyeleri verildi. Gece halaylarla geç saatlere kadar devam etti.

Geceye e ev sahipliği yapan Diyarbakır il başkanı Vasıf Kahraman Konukları selamladı ve Kürtçe Türkçe kısa bir konuşma yaptı .

Vasıf Kahraman HAKPAR’ın bir birlik projesi olarak siyaset sahnesine çıktığına ve 13 yıllık bir süreci geride bıraktığına dikkat çekti Kürt hareketinin çağımızın ve bölgemizin değişen gerçekliğini göz önünde bulundurması gerektiğini vurguladı ve Kürt özgürlük mücadelesi içinde Diyarbakır’ın özel bir yeri olduğunu söyledi.Vasıf Kahraman sözlerini şöyle sürdürdü;

“Bir milyon 600 bin nüfusuyla Kürdistan’ın en eski kentlerinden olan Diyarbakır, aynı zamanda Kürt yurtseverliğinin, Kürt kültürünün, Kürt özgürlük mücadelesinin de temel kaynaklarındandır.

Kentimiz sadece Kürt aydınlanmasının merkezi değil aynı zamanda Kürt milli burjuvazisinin de yani ulusal mücadeleye zemin olacak görece milli sermayenin de kaynağı durumundadır.

Bu gün ulusal demokratik mücadeleye, bu kentli sermaye sınıfının ilgisinde artış olduğunu görebiliyoruz.

Bunu teşvik edici bir siyaset izlenmesini önemsiyoruz.

Kürt zenginlerinin Türk egemen sermayesi ile olan bağları köklüdür.

Sermaye, mal ve pazar ortaklığı, siyasi ortaklıklara da zemin oluyor.

Bu Kürt sermayedarlarını ikircikli bir tutum içinde olmalarına neden olsa da biz siyasetçilerin görevi bu durumu halkımızın, özgürlük mücadelemizin lehine dönüştürmektir.

Bu şu demektir; geçmişin mücadele yöntemleri ve örgütlenme modelleri ile ulusal mücadelenin dayanaklarını genişletilemez, güçlendirilemez.

Bu günün dünyasında sadece yoksul köylülüğe, aydınlara, gençliğe dayalı ulusal mücadele zaferle sonuçlanamaz.

Katı, demokratik olmayan ve en azından erken silahlı mücadele üzerine şekillenen örgüt modelleri geride bırakılmalıdır.

Yol kesme, adam kaçırma, kepenk kapattırma, iş araçlarını, makinelerini yakma,Kürdistan pazarını istikrasızlaştıracak gerilim ve şiddet politikalarından özenle kaçınmak gerekir.

Ulusal demokratik mücadelenin başarısı ancak tüm sınıf ve tabakaların desteğinin alınmasıyla mümkün olduğunu gözden ırak tutmamak gerekir.

Artık silah, Kürt mücadelesinin zeminin genişlemesi ve başarısı önünde ciddi bir engel durumundadır.

Biz HAK-PAR olarak silahlı mücadelenin sonlandırılmasını, Kürt hareketinin çoğulculaşarak, uygar demokratik ilişkiler zeminine oturmasını önemsiyor ve destekliyoruz.

Öteden beri, Kuzey Kürdistan’da özgürlük mücadelesine öncülük eden Diyarbakır’ın ,bundan böyle de değişen dünya dengelerine paralel, çağdaş, demokratik, barışçıl mücadele kanallarını yaratacağına inanıyor hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

Daha sonra kürsüye gelen HAKPAR Genel Başkanı Fehmi Demir HAKPAR’ın   Kürt halkının hak ve özgürlük taleplerini dile getirmeye devam edeceğini,

aynı zamanda yeni bir siyaset tarzının da adresi olacağını söyleyerek

dünyada ve Ortadoğu’da meydana gelen gelişmeleri özetledi ve sömürgeci devletlerin Kürt halkına dayattığı statükonun çatırdadığını belirtti.

Fehmi Demir özetle şu görüşleri dile getirdi. “Irak’ta Kürt halkı statükoyu yıktı ve özgürleşti. Görünen o ki Kürtler Suriye’de hata yapmazlarsa orada da özgürleşmeye doğru gidilecek.

Kürt halkının haklarını gasp eden tüm devletler iyi bilmelidir. Artık mevcut statükoya kürt halkı razı değildir. Bu statüko değişmek zorundadır.”

İŞİD’in Kürdistan’a yönelik saldırılarını da değerlendiren Fehmi Demir

Ulusalar arası desteği de arkasına alan Güney Kürdistan Hükümeti, Peşmergenin kahramanca bir mücadelesiyle İŞİD’e gerekli cevabı verdiğini aynı şekilde Kobani’nin de Kürtlerin işbirliği ve uluslar arası dayanışma ile İŞİD işgalinden kurtarıldığını anlatı.Bu sürecin derslerle dolu olduğunu vurguladı.

HAKPAR   Genel Başkanı Fehmi Demir sözlerini şöyle sürdürdü;

Türkiye’de de iki yıldır “Çözüm Süreci” devam ediyor. Bu süreç henüz somut bir sonuç doğurmuş değil. Ne olacağını bilenimiz de yok. Biz parti olarak görüşme ve diyalogu olumlu karşıladık. Silahların susmasını destekledik. Başından beri şiddetin çözüm olmadığını ifade ettik. Gelinen noktada şiddeti kullanan taraflar da şiddetin çözüm olmadığını ifade ediyorlar. Bizce bu sürecin silahların bırakılmasına yol açması olumlu olur. Bu süreçte PKK artık silahları bırakacağını açıkça ifade etmelidir. Hükümette topluma umut verecek çözüm yolunu açacak köklü adımlar atmalıdır. Barışçı demokratik çözümü sağlayacak adımlar atmalıdır.Ancak mevcut durumu Kürt sorununun çözümü olarak sunmak doğru olmaz. Kürt sorununun çözümü ancak Kürt halkının gasp edilen hak ve özgürlüklerinin iadesi ile mümkündür. Tersi 95 yıllık statükonun devamı demektir. Bu durumu da Kürt halkının kabul etmesi mümkün değildir. Bizce çözüm ancak Kürt ve Türk halklarının eşitliğine dayanan bir yeni devlet modeliyle mümkündür. Bu da Türkiye’nin federal bir yapıya dönüştürülmesi ile olur.”

7 Haziran seçimlerini de değerlendiren ve HAK-PAR’ın 81 ilde seçime gireceğini ifade den Fehmi Demir şu çağrıyı yaptı;

“Bu seçim sürecini Kürt halkının haklarını savunmak için kullanabiliriz. El ele verip halkımızı özgürlük taleplerini yükseltebiliriz. Tüm yurtsever parti, grup, platform, kanaat önderi ve şahsiyetler el ele verebiliriz. Bu seçimlerde partimizin kapısı herkese açık. Gelin Hak-Par’ı yurtsever Kürtlerin platformuna dönüştürelim. Unutmayın gücümüzü birleştirirsek halkımıza karşı kurulan tuzakları boşa çıkarabiliriz. Biz Kürt halkının hak ve özgürlüklerini kapsayan her tür işbirliğine açığız.